Yeni Normal ile Birlikte İşe Alım Sürecinin Yapılandırılması

Geçtiğimiz yıl hayatımıza dâhil olan pandemi, iş dünyasının pratiklerini değiştirmeye devam ediyor. Yeni normalin koşullarını, bu süreçte öğrenip adapte olduğumuz çalışma biçimlerine göre değerlendiriyoruz. Bugün her işletmenin gündeminde uzaktan ve hibrit çalışma modelleri var. Zira dijitale artık gerçek anlamda adapte olmuş durumdayız.

Pandeminin ezberlerimizi bozduğu tek alan çalışma biçimlerimiz değil. Online çalışma imkânı, konumdan bağımsız olarak yeni yetenek havuzlarının da değerlendirilmesi anlamına geliyor. Artık şirketler, uzaktan çalışacak bir iş gücüne hazır.

Öyleyse, bu yazıda iş dünyasındaki dengeleri değiştiren bu konuya ışık tutalım: Yeni normalde işe alım süreçleri nasıl olacak?

Sanal İş Görüşmeleri

Uzaktan çalıştığımız bu süreçteki deneyimlerimizden yola çıkarak, sanal iş görüşmelerinde işe alım uzmanlarıyla adayların kişisel düzeyde bağ kurabileceğini söyleyebiliriz. Üstelik bununla birlikte geleneksel yöntemlerin aksine uzaktan mülakatları kaydetme, yeniden değerlendirme ve görüşmeye katılamayanların dahi geri bildirimlerini alma imkânına sahibiz.

Günümüzün yükselen teknolojileri olan yapay zekâ ve makine öğrenimi de dijital dünyada işe alım için anahtar görevi görüyor. Zira online uygulamalardan toplanan ve analiz edilen verilerin yanı sıra mümkün kıldıkları arka plan kontrolleri, işe alım süreçlerinde yeni bir çağa göz kırpıyor.

Yapılan araştırmalara göre iş dünyası yeni döneme hazırlanmaya başladı bile: İşletmelerin %24’ü yetenek edinme ihtiyaçları için hâlihazırda yapay zekâyı kullanmaya başladı ve yöneticilerin %56’sı da önümüzdeki bir yıl içinde benimsemeyi planlıyor.

Yakın Gelecekte İş Aramak

Konuya bir de diğer taraftan bakalım. Çalışanlar uzaktan çalışmak istiyor mu? Zira çalışan deneyiminin bu kadar önemli olduğu günümüzde yakın geleceğin iş gücü yalnızca işverenlerin değil, yeteneklerin de taleplerine göre şekillenecek. Bu anlamda LinkedIn Baş Ekonomisti Karin Kimbrough’un BBC ile paylaştığı veriler, kritik önem taşıyor.

Kimbrough, mart ayından bu yana dünya çapında uzaktan çalışma imkânı sunan iş yeri sayısının dört kat arttığını aktarıyor. Bununla birlikte LinkedIn’de “uzaktan” filtresini kullanan iş arama hacmi de Mart ayının başından bu yana %60 artmış durumda. Ayrıca son zamanlarda, LinkedIn üyelerinin yaşadıkları yerin dışında kişilerle bağlantı kurma olasılıkları daha yüksek.

Kimbrough’a göre bununla birlikte iş dünyasında yükselen en önemli trendler fırsatların giderek eşitlenmesi ve dünyanın her yanından yeteneklerin hareket imkânı olacak. Şirketler, artık özellikle kendi alanlarında yeterince temsil edilmeyen gruplara veya yerel olarak daha az erişilebilir olan çeşitli yeteneklere çok daha kolay bir şekilde ulaşabilecekler.

Yükselen Yetenekler

Yeni normal, yalnızca çalışma ve işe alım biçimlerini değil; iş dünyasında ihtiyaç duyulan yeteneklerin de yeniden değerlendirilmesini gerektiriyor. Zira ancak bu yetenekler belirlendiğinde işe alım uzmanları bir çalışanın işe uygunluğu hakkında daha iyi bir fikir edinmek için dijital işe alım araçlarını kullanabilir. Peki, bunlar hangileri?

Yaşadığımız kriz, bir yandan aslında her alanda sürdürülebilir başarı için gerekli olan nitelikleri ortaya çıkardı. Bunların başında da hiç şüphesiz esneklik, çeviklik, teknolojik bilgi ve güçlü bir iletişim geliyor. Zira işe alım süreçlerini yeni normale doğru şekillendirirken, çevik bir iş dünyasının anahtarı çevik yetenekler olacak.

İnsan Kaynaklarının Teknolojiye Adaptasyonu

İş dünyasının kuralları yeniden yazılırken, en büyük değişime maruz kalanlardan biri de insan kaynakları uzmanları oldu. Zira işe alım süreçlerinin dijitale evrildiği bu süreçte bilgi teknolojilerinden faydalanmak artık onlar için de olmazsa olmaz.

Bu zorunlu dönüşüm, bir yandan manuel işlerin otomasyonuyla birlikte insan kaynaklarının “stratejik birer şirket ortağı” olmalarının önünü açıyor. Ancak diğer yandan yapay zekâ gibi teknolojilerin işe alma süreçlerinin bir parçası olması, insan iletişiminin ve kişiselliğin azalma ihtimalini de gündeme getiriyor. Peki dijital İK, işe alım uzmanlarının görevlerinin değişmesi anlamına mı geliyor?

OutMatch’in CEO’su Greg Moran’a göre, “Akıllı otomasyon, işe alım uzmanının rolünü değiştirmek yerine onun için verileri hızlı, şeffaf ve hatasız bir şekilde filtreleyerek işleri tamamlayabilir. Bu da işe alım uzmanlarının adaylarla kişisel bağlantılar kurmak gibi işe alımın en önemli yönlerine odaklanmaları için zaman kazandırır. Zira motivasyonu ve dolayısıyla daha esnek bir iş gücünü sağlayan şey, insanlara gösterilen ilgidir.”

Geleceğin İş Modelleri Artık Hayatımızda

Kovid-19 insan kaynakları yönetimi için aynı anda kriz ve fırsatlara yol açmış durumda.

Uzaktan çalışma modelleriyle artık şirketlere bambaşka yetenekleri işe almanın kapısı açıldı, artık konumdan bağımsız iş ilanı yayınlamak mümkün. Ayrıca pandeminin ivmesini hızlandırdığı teknolojilerin işe alım süreçlerine dâhil olması, birçok alanda olduğu gibi çalışan deneyimi ve performans yönetiminin iyileşmesi anlamına gelebilir.

Her hâlükârda sanal görüşmeler ve değerlendirmeler gibi dijital işe alma çözümlerinin, kriz sırasında başvurulan kısa vadeli çözümler olmadığı ortada. Bu noktada işletmelerin yapması gereken en önemli şey, dijital işe alım yöntemlerine bir an önce adapte olarak yeni normalin yeni yetenekleriyle bir adım öne geçmek olacaktır. Zira dünya çapında yaşadığımız dönüşümle birlikte geleceğin iş modelleri, artık günlük pratiklerimizin içinde yerini aldı. Dolayısıyla artık geleceğe hazırlanmayı ertelemek, bugünü kaçırmak anlamına geliyor. Bu da sürdürülebilir başarıyı yakalamak isteyen işletmeler için bir seçenek değil.