Siber güvenlik, sanal ortamlar ile bağlantı kurmamızı sağlayan aygıtlar ile etkileşime geçtiğimiz ilk dönemlerden beri, bilgi ve verilerimizi korumak adına hayati önem arz ediyor.
Ancak yakın dönemde iletişim ve bilgi teknolojilerinin hızla gelişmesi ve dünyanın büyük bir dijitalleşme trendine girmesine neden oldu. Elbette bu büyüklükte bir dönüşüm, tehlikeleri de beraberinde getiriyor.
Hemen hemen tüm iş süreçlerinin dijital kanallar üzerinden yönetilebilmesinin olanaklı hale gelmesinden sonra dijital çözümlere yapılan yatırımlar ciddi oranda arttı ve pek çok kurumun fiziksel ortamlarda depoladığı bilgi ve veriler dijital dünyaya taşınmaya başladı.
Ancak bu esnada sanal korsanların uyguladığı yöntemler de hızla gelişti. Aynı zamanda kurumların hassas verilerini paylaşmak zorunda olduğu üçüncü parti organizasyonların sayısı da radikal düzeyde arttı.
Bu makalemizde dijital dönüşüm süreçlerini tehdit eden siber güvenlik risklerinin nasıl yönetilebileceğinden bahsedeceğiz.
İçindekiler
Siber güvenlik risk yönetimi, bir kuruluşun sanal tehtitleri tespit etme, analiz etme, değerlendirme ve önlemler alma süreçlerinin tümünü kapsar. Günümüzde özellikle iş süreçlerini dijital kanalları kullanarak yürüten şirketler için siber risk yönetiminin önemi hayati bir noktaya ulaşmıştır.
Siber güvenlik risk yönetimi süreçleri büyük oranda bilgi teknolojileri ekiplerinin güvenlikte uzmanlaşmış birimleri tarafından tasarlanır ve yürütülür. Ancak bu ekiplerin eforları şirketin tümü tarafından desteklenmezse çoğu zaman bir anlam ifade etmez.
Yalnızca kurumsal bir siber güvenlik ve risk yönetimi kültürü inşa edilirse etkili bir süreç bütünü yaratılabilir. Bu sebeple etkili bir siber güvenlik risk yönetimi planı tasarlamak için kurumun tümünü kapsayacak stratejiler oluşturmak gereklidir.
Dijital dönüşümün her sektörde fark yarattığı günümüzde büyüme ile birlikte siber güvenlik süreçlerinin yönetilmesi oldukça zorlaştı.
Çünkü şirketlerin sanal dünyada depoladığı ve işlediği veriler büyük değer taşıyorlar. Saldırganlar da bu bilgi ve verileri ele geçirerek kötüye kullanmak adına geliştirdikleri teknikleri her geçen gün güçlendiriyorlar.
Aynı zamanda uzaktan çalışma trendinin yükselişte olduğu günümüzde çalışanların kullandığı ağların güvenliğini denetlemek git gide zorlaşıyor. Güvensiz ağların saldırganlar için bulunmaz fırsatlar yarattığı biliniyor.
Tüm bunların yanında devletler ve yetkili organizasyonlar da veri ve bilgilerin korunması adına katı standartlar yaratıyorlar ve bu standartlara uymayan organizasyonlara büyük yaptırımlar uyguluyorlar.
Tüm bu faktörler, bir şirketin geleceğini tamamen değiştirmeye yetecek bir yıkım potansiyeli taşıyor. Bu sebeple bu riskleri yönetmek hiç olmadığı kadar önemli hale geliyor.
Siber güvenlik risklerinin yönetilmesi oldukça karmaşık bir süreçtir ve kurumun tüm birimlerinin uyumlu biçimde çalışmasını gerektirir.
Bu süreci sistematikleştirmek isteyen kurumlar genellikle kapsamlı bir siber güvenlik risk yönetim planı oluşturur. Kurumun tüm birimleri bu plan doğrultusunda gerekli adımları atarlar.
Bir siber güvenlik risk yönetim planı genellikle şu dört temel adımdan oluşur:
Siber riskler, kurumların sanal ortamlarda saklanan ve işlenen hassas veri ve bilgilerinin, güvenlik zaafiyetleri doğrultusunda uğrayabileceği potansiyel zararların tümünü temsil eder.
Bu potansiyel zararı minimize etmek için atılacak ilk adım, bu tehditlerin hangilerinin içinde bulunulan kurum için tehlike oluşturabileceğini tespit etmektir.
Her şirketin teknolojik altyapısı, dijital çözüm repertuarı, çalışanların çalışma biçimi ve beraber çalıştığı üçüncü parti kurumlar birbirinden farklıdır. Bu sebeple organizasyonu etkileyebilecek tehditler her kurum için farklılık gösterecektir.
Bu adımda bilgi güvenliği ekibinin, güncel siber saldırı yöntemlerinden şirketi tehdit etme potansiyeli taşıyanları, devletin ve yetkili kurumların zorunlu kıldığı düzenlemeleri, şirketin çalıştığı dijital çözümleri ve üçüncü parti kurumları ve şirketin siber güvenlik postüründeki zaafiyetleri ve nihayetinde tehtitlerden doğabilecek finansal zararı tespit etmesi gerekmektedir.
Siber risk değerlendirme süreci, planın başarısını belirleyecen ana unsurdur. Güvenlik ekibince tespit edilen risklerin etki alanlarının analiz edildiği bu aşamada departmanlar arası iletişim ve organizasyon kabiliyeti ön plana çıkar.
Tüm bu önceliklendirme çalışmalarının en verimli şekilde yürütülebilmesi için tüm departmanların objektif kriterler doğrultusunda değerlendirmeler yapması ve risklerin birimlere değil, kurumun tümüne olan etkisini göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.
Son adım olarak, siber saldırılardan kaynaklanabilecek operasyonel ve finansal hasarların analizinin yapılması gerekmektedir.
Siber risklerin yaratacağı hasarın çapı tespit edildikten sonra bu etkinin minimize edilmesi adına yürütülecek çalışmaların tespit ve uygulama süreci başlar. Sağlam bir siber risk yönetim planı her tehdit ve zaafiyet için en doğru önlem paketini sunabilmelidir.
Alınabilecek önlemlerden bazıları şunlardır
Alabileceğiniz tüm önlemleri almanıza rağmen etkilenebileceğiniz kaçınılmaz tehlikeler her zaman mevcuttur. Kaçınılmaz tehditlerin etkilerinden korunmak için başvurulabilecek sigortalar da bu aşamada tespit edilir ve gerekli çalışmalar yapılır.
Dijital dünyanın dinamikleri hızlı biçimde değişmektedir. Siber güvenlik ekibiniz kusursuz bir plan yaratsa bile, bu planın işlevselliği sonsuza kadar en yüksek seviyede kalmayacaktır.
Bu sebeple devlet düzenlemeleri, güncel tehtitler, yeni tespit edilen güvenlik açıkları ve yeni geliştirilen güvenlik teknolojileri sürekli takip edilmeli ve gerektiğinde plan üzerinde değişiklikler yapılmalıdır.
Siber güvenlik risk yönetimini zorunlu kılan NIST, ISO ya da ISACA gibi çeşitli standartlar da mevcuttur. Bu standartlara uyum sağlamak adına aksiyon alan kurumlar nitelikli bir siber güvenlik risk yönetim şemasını da elde etmiş olurlar.
Siber risk yönetimi süreçlerini manuel yöntemlerle yürütmek en deneyimli güvenlik ekipleri için bile zaman ve efor kaybı yaratır.
Risk yönetim planlarını etkili biçimde oluşturmak ve kurum çapında etkili biçimde yürütmek için kurumsal repertuvarınıza katabileceğiniz dijital çözümler, hassas iş süreçlerinde varlıklarınızı güvende tutmanıza destek olurlar.
SAP® başta olmak üzere, yazılım ve teknoloji ürünleri konusunda 20 yılı aşkın deneyim sahibi MBIS ekibinin danışmanlığında teknolojik altyapınıza entegre edebileceğiniz SAP Risk Yönetimi Çözümleri ile risk yönetimi faaliyetlerini verimli biçimde yönetmeye, potansiyel zararları daha isabetli biçimde analiz etmeye ve güvenilir aksiyon şemaları oluşturmaya başlayabilirsiniz.
Risk yönetimi, değişen koşulların yıkıcı etkileriyle baş etmek isteyen organizasyonlar ve risk temelli...
Devamını OkuDijital dönüşüm her geçen gün yaşam ve çalışma pratiklerimizi değiştirmeye devam...
Devamını OkuDijital dönüşüm, teknolojinin hızla ilerleyişi ile birlikte işletmeleri her yönden etkilemeye devam ediyor....
Devamını Oku