İş dünyasında meydana gelen devrimlerin büyük çoğunluğunun tetikleyici unsuru rekabettir. Dijital teknolojilerin yarattığı eşsiz imkanlar, iş süreçlerini çok daha hızlı ve verimli hale getirerek rekabetin dinamiklerini değiştiriyor. Bu yüzden tüm sektörlerde dijital çözümlere duyulan ilgi katlanarak artıyor.
Her sektörde olduğu gibi otomotiv sektöründe de yenilikçi çözümler, iş süreçlerinin yanısıra müşteri beklenti ve alışkanlıklarını değiştiriyor. Bu da rekabetin kurallarının baştan yazılması anlamına geliyor.
Bu makalede dijital dönüşümün otomotiv sektöründe yarattığı devrimden ve sektörün değişen dinamiklerinden bahsedeceğiz.
Otomotiv sektöründeki iş süreçleri pek çok sektöre göre çok daha karmaşık işliyor. Bu sebeple rekabette ön plana çıkmak isteyen aktörlerin iş operasyonlarını minimum hata ile yürütmesi ve müşteri beklentilerini karşılaması gerekiyor.
Günümüzde tüm bu süreçleri geleneksel yöntemler ile yürütmek hem maliyet, hem de zaman açısından büyük kayıplar yaratıyor. Bu yüzden çok daha verimli iş süreçleri yaratabilecek dijital çözümler tercih ediliyor.
Günümüzde otomobiller bir ulaşım aracından çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu sebeple müşteriler, araçlarının en özel deneyimi sunduğundan emin olmak istiyor. Müşteri beklentilerini karşılamak isteyen firmalar da altyapılarını modern teknolojilerle kuvvetlendiriyor.
Dijital çözümler, tedarik zinciri, kaynak yönetimi, lojistik, üretim, perakendecilik, müşteri ilişkileri ve insan kaynakları gibi pek çok alanda otomasyon ve veriye dayalı planlama imkanı sunarak maliyetleri düşürüyor ve verimliliği artırıyor.
Dijital çözümlerden faydalanan şirketler, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine çok daha geniş bütçe ayırabiliyor, insan kaynağını çok daha verimli biçimde yönetebiliyor ve şirket operasyonlarında çok daha isabetli kararlar alabiliyorlar.
Otomotiv sektöründe rekabet koşulları oldukça zorludur ve yeni bir aktörün sektöre girmesi için gereken sermaye oldukça büyüktür.
Bu sebeple uzun süre boyunca geleneksel yöntemleri daha etkili biçimde kullanan firmalar rekabetin zirvesindeki yerini korudu. Ancak 2003 yılında kurulan Tesla’nın dijital teknolojilerin gücünü kullanarak tüm aktörler arasından sıyrılıp zirveye tırmanışı tüm ezberleri bozdu.
2021 yılı içerisinde Tesla’nın piyasa değeri 1 trilyon doları aştı.
Modern araçlar hemen her operasyonunda yapay zeka, makine öğrenimi ya da nesnelerin interneti gibi teknolojilerden faydalanacak şekilde dizayn ediliyor. Bu imkan sayesinde müşteriler arzu ettiği her operasyonu en güncel veriler ışığında gerçekleştirebiliyor. Araçların sürekli güncellenmesi de güvenlik ve performans gibi konularda zirvede kalmalarını sağlıyor.
Bağlantı olanaklarının genişliği kullanıcılar kadar üreticilerin de alışkanlıklarını etkiliyor, otomotiv şirketleri alışılmadık yöntemlerle gelirlerini artırmaya hazırlanıyor. BMW bazı araçlarında gömülü olarak bulunan koltuk ısıtma hizmetini aktive etmek için ücretli bir abonelik sistemi tasarladı.
Sürücüsüz araçlar uzun süre bilim-kurgu dünyasının popüler aktörleri arasında yer aldı. Günümüzde gelişmiş kamera, radar ve sensör gibi donanımlar eşsiz veri işleme kabiliyetleri ile birleştiğinde, bu hayalin gerçeğe dönüşmesi mümkün oldu. Otomotiv şirketleri en isabetli rotaları en güvenli biçimde kat edebilecek otonom araçları üretebilmek için kıyasıya rekabet halindeler.
McKinsey & Company’e göre, Otonom araçların 2030 yılında dünya çapında satılan binek araçların %15 ini oluşturması bekleniyor.
Türkiye’nin otomotiv alanındaki dijital dönüşümü, dünyadaki otomotiv sektörü dönüşüm çizgisi ile paralel ilerliyor. Otomotiv sektörüne önemli kaynak sunan pek çok yerli firma dijital teknolojileri kullanarak küresel dinamiklere uyum sağlamak adına adımlar atıyor.
Otomotiv sektörünün Türkiyedeki öncülerinden Borusan Otomotiv’in İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, dijital dönüşümün en önemli kurumsal önceliklerinden biri olduğunu ve SAP’nin S/4HANA çözümünü merkeze aldıkları bir dijital dönüşüm hareketi başlattıklarını açıklamıştı.
İstanbul İTÜ ARI Teknokent’te çalışmalarını sürdüren Eatron şirketinin CEO’su olan Dr. Umut Genç de, otonom araçlar için yapay zeka temelli yazılım ürünleri geliştirdiklerini ve deneme sürüşlerinin bazılarının İstanbul’da gerçekleştiğini ifade ediyor.
Bu gelişmeler ışığında Türkiye’deki otomotiv sektörünün evrensel dijital dönüşüm rotası doğrultusunda ilerlediğini ifade etmek mümkün.
Müşteri alışkanlıklarının dijital dönüşüm, çevresel kaygılar ve farklı sektörlerdeki gelişmeler ışığında süratle değiştiğini gözlemlemek mümkün. Müşterinin istediği dönemlerde istediği sürece kullanabildiği paylaşımlı araçlar gitgide yaygınlaşıyor. McKinsey’in raporuna göre 2030 yılında satılan her 10 araçtan birinin paylaşımlı araç olması bekleniyor.
Fosil yakıtlara bağlılığı azaltan ve görece ucuz ulaşım sağlayan elektrikli araçların da otomotiv sektörünün geleceğini şekillendirmesi bekleniyor. IEA’ya göre 2021 yılında satılan araçların %10’u elektrikliydi. Ve bu oran artmaya devam ediyor.
Otomotiv sektöründeki gelişmeler gösteriyor ki gelecekte yeni aktörlerin rekabetin zirvesine ilerlemesi, otonom araçların çok daha yaygın hale gelmesi ve araçların kullanıcılara çok daha kişiselleştirilmiş deneyimler sunması oldukça olası.
Dijital devrim henüz tamamlanmadığından gelecekte otomotiv sektörünü nasıl değiştireceğine dair kesin tahminler yapmak kolay değil. Ancak bildiğimiz tek bir şey var ki, otomotiv sektörünün çetin rekabet koşulları içinde ayakta kalmak isteyen şirketler için dijital dönüşüm hayati önem taşıyor.
Eğer dijital dönüşümünüzü başlatarak geleceğin otomotiv dünyasına nasıl hazırlanabileceğiniz hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacınız varsa, her zaman MBIS ekibiyle iletişime geçebilirsiniz.
Geçtiğimiz yıl hayatımıza dâhil olan pandemi, iş dünyasının pratiklerini değiştirmeye...
Devamını OkuDijital dönüşüm, artık hayatımızın her alanına entegre olmuş durumda. Üstelik her gün...
Devamını OkuSAP S/4HANA® Cloud, SAP® tarafından piyasaya sürülen en son akıllı ERP modelidir. Bu model, akıllı ERP...
Devamını Oku